Rus Parlamentosu alt kanadı Duma Milletvekili Sergey Gavrilov, Türk hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesinin ardından ilginç bir öneride bulundu. Gavrilov, "Türkiye’nin dostça bir adım atarak Ayasofya’yı Ortodoks Kilisesi'ne iade etmesini bekliyoruz” dedi. Tartışmalar başladı. Peki neden Ayasofya?
Hıristiyan dünyası için Ayasofya neden önemli? Bizanslılar, Ayasofya’yı ‘İsa’nın büyük kilisesi’ olarak nitelerlerdi. Uzun zaman Roma’daki St. Pierre Kilisesi ile birlikte Hıristiyanlığın en önemli kilisesiydi. Bugün de önemini sürdürüyor. III. İVAN BİZANS GELENEKLERİNİ RUSYA'YA TAŞIDI Ayasofya, inşa edildiği 537'den Türklerin İstanbul'u fethettiği 1453'e kadar Bizans'ın ve dünyanın en büyük Ortodoks katedrali olarak hizmet verdi.
Hıristiyan dünyası için Ayasofya neden önemli? Bizanslılar, Ayasofya’yı ‘İsa’nın büyük kilisesi’ olarak nitelerlerdi. Uzun zaman Roma’daki St. Pierre Kilisesi ile birlikte Hıristiyanlığın en önemli kilisesiydi. Bugün de önemini sürdürüyor. III. İVAN BİZANS GELENEKLERİNİ RUSYA'YA TAŞIDI Ayasofya, inşa edildiği 537'den Türklerin İstanbul'u fethettiği 1453'e kadar Bizans'ın ve dünyanın en büyük Ortodoks katedrali olarak hizmet verdi.
1453'te camiye dönüştürülen yapı, 1931'de dört yıl boyunca kamuya kapatıldıktan sonra müze ilan edildi. Rusya'da Ayasofya'yı taklit eden yüzlerce yıllık yapılar bulunsa da, Bizans eseri olan İstanbul'daki orijinaliyle Rus tarihi arasında doğrudan bir bağ bulunmuyor.
Türklerin İstanbul'u fethetmesinin ardından Moskova'yı "Üçüncü Roma" ilan eden Çar III. İvan, son Bizans imparatorunun yeğeniyle evlenip Bizans geleneklerini Rusya'ya taşımaya çalışmıştı.
İstanbul'un göz bebeklerinden Ayasofya'nın zaman zaman camiye dönüştürülmesi tartışma konusu oluyor. Ancak tartışma ulu mabedin harcında var. Zira Ayasofya'nın 1475 yıllık tarihine sayısız efsaneler sığdırıldı. Doç. Dr. Ferhat Aslan, bunları “Ayasofya Efsaneleri” isimli kitapta bir araya getirdi.
Süleyman Peygamberin emriyle devler, periler, insanlar, cinler yüce bir saray yapılması için Elbürz ve Kaf dağlarından çeşit çeşit ve renkli mermer sütunlar keser.
Mabedin temeli 70 metre kazıldı. Harcın iyi tutması ve yıkılırsa yeniden yapılması için temele altın ve gümüş dolduruldu.
İmparator, sarayı ile Ayasofya'yı birbirine bağlayan gizli geçit yaptırdı. Dalgalar, toprağı aşındırıyordu. Bu sebeple Ayasofya'nın altı boş bırakıldı ve bina sütunlar üzerine konduruldu.
Hiçbir mimar imparatorun istediği gibi plan çizemiyordu. Bir ayinde, “mukaddes ekmek” yere düştü. Bir arı gelip ekmeği kaptı. İmparator ekmeği bulup getirene ödül vadetti. Birisi bir petek getirdi. Tam bir kilise maketi gibiydi. Arıların yaptığı plan uygulandı. Ekmek de mihrap yerine konuldu.
Ayasofya'nın toplam 361 kapısı bulunur. Bunların 101'i büyüktür ve tılsımlıdır. Bunlar ne zaman sayılsa fazladan bir kapı ortaya çıkar. Nuh'un gemisi, Ayasofya'nın kapısı İmparator, Nuh aleyhisselamın Cudi Dağı'nda bulunan gemisinden tahta parçaları getirtir. Mabedin kapısı bu tahtalarla yapılır.
Latin komutan, İstanbul'u fethetmeyi çok istiyordu. 80 yaşındayken geldi ve aniden öldü. Kötü biri olarak biliniyordu.Gelen geçen ezsin diye Latin komutanın mezarını Ayasofya'ya gömdüler. Meşhur romancı Dan Brown, 'Cehennem' isimli eserinin kurgusunda bu mezarı kullandı.
Peygamber Efendimiz doğunca Ayasofya'nın kubbesi çöktü. Uzun süre tamir edilemedi. Hızır aleyhisselam, “Hazreti Muhammed'in tükürüğünden alıp, zemzem suyu ile birlikte kirece karıştırın, tamir edin” dedi.
Ricalarını kabul eden Hazreti Muhammed, “Onunla ayakta durup ümmetime nasip olsun” diye duada bulundu. Kubbelerin Resullah'ın ağız suyu ile yapılan yeri hâlâ aydınlık.
Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'u kuşatmış fakat alamamıştı. Bir gece Ayasofya'nın kubbesinde kocaman bir nur belirdi.
Bunu görüp fetih müjdesi kabul eden Osmanlı askerleri çok sevindi. Kısa bir süre sonra da İstanbul düştü.
Ayasofya'daki ilk namazında Kâbe-i muazzamayı gören Fatih, “Bu kubbe Peygamberimizin ağız suyuyla ayakta duruyor” diyerek kubbenin ortasına büyük bir altın top astırdı.
Ayasofya'daki ilk namazında Kâbe-i muazzamayı gören Fatih, “Bu kubbe Peygamberimizin ağız suyuyla ayakta duruyor” diyerek kubbenin ortasına büyük bir altın top astırdı.
Kanuni, Fatih zamanında yapılan minarelerin tamir edilmesini istedi. Mimar Sinan, minareleri öyle yaptırdı ki şerefeye çıkmak için aynı anda üç kişi minarenin içindeki merdivende yürümesine rağmen birbirini görmez.
Ayasofya camiye çevrildikten sonra içine pekçok İslam motifi yerleştirildi. Kubbesine Allah, Muhammed, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali lafzları 7,5 metre çapındaki dev levhalara yazıldı.
Bu levhalar, Ayasofya 1935'te müzeye çevrilince söküldü ancak çok büyük olduğu için kapıdan çıkarılamadı.
Çünkü çıkarılamasın diye caminin içinde yapılmışlardı.